03 August 2017

TOPLUMSAL DEĞERLERİMİZE YAPILAN SUBLİMİNAL İŞGAL


Günlük aktivitelerimizi düşünün; yataktan kalkış, banyoda geçirilen süre, kahvaltı, işe gidiş, iş ortamı, aksam eve dönüş ve evde geçirilen süre.

Peki bu süre zarfında bilinçaltımız ya sürekli işgal altındaysa? Ya birileri kişi kurum ya da örgüt sürekli algımıza tecavüz ediyor ve düşünce yapımıza hükmediyorsa?

Uzun vadeli sonuçları düşünmek dahi beni çok korkutuyor. Kültürel yozlaşma, aile ve akrabalık bağlarının kopması, özgür düşünememe, yaratıcılığın azalması vb... Ne yazık ki geleceğimiz hiçte parlak gelmeyecek gibi...



LSD: çok güçlü ve ruh halini değiştiren bir kimyasal maddedir


Öncelikle bilinçaltı dediğimiz kavramı aydınlatalım. Bilinçaltı, beynimizin bir bölümüdür. Bu bölüm tamamen biz farkında olmadan çalışır. Nefes alıp verme, kalp atışları, gece uyurken vücut fonksiyonlarının çalışmasını sağlanması ve 5 duyu organımızdan aldığı tüm verilerin kayıt altına alınmasını sağlayan önemli bir bölüm.

Bu bölüm bilincimizin kontrolündedir ve istisnasız gördüğümüz, duyduğumuz, hissettiğimiz, tadını aldığımız her şeyi kaydeder ve gerektiği zamanlarda bilinç üstü seviyesine taşır.

Örnek vermek gerekirse bir araba hayal edin. Bu noktada arabanın ne renk olduğu akılınıza geldiyse işte o renk bilinç altınıza kaydettiğiniz tüm araba renklerinin arasından baskın gelen renk olmuştur. Peki ya aklınıza gelen bu araba renginin kontrolünü siz değil de bir başkası yapabilir mi?

Subliminal mesajlarla maalesef evet.

Peki subliminal mesajlarla nasıl olur da bilinç altımıza girerek düşünce tarzımızı kontrol edebilmektedir?

Gün içerisinde gerek arabada açılan radyoda gerek severek seyrettiğimiz dizide gerekse bir mağazada dokunduğumuz bir kot pantolonda…

 Kısaca beş duyu organımız ile hissettiğimiz uyarılara maruz kalmaktayız. Aşağıda bildiğimiz en ufak uyarıcı şiddetine mutlak eşik denmektedir.

Duyu organlarımızın mutlak eşik değerleri aşağıdaki gibidir.

Görme: Karanlık bir gecede 50km den bir mum ışığı

İşitme: Sessiz bir ortamda 5m den bir kol saatinin işleyişi

Tat alma: Sekiz litrelik bir suda bir çay kaşığı şeker

Koku alma: Altı odalı evde bir çay kaşığı şeker

Dokunma: Bir cm yüksekten yüzüne düşen bir sineğin kanadı 
            Peki mutlak eşiğin altında gelen uyarılar? Bunları algılayamıyor muyuz?


İşte bilinçaltımız bu noktada evreye giriyor ve bu eşiğin altındaki tüm uyarıları siz farkına varmasanız dahi kayıt altına alıyor ve anlamlandırmaya çalışıyor. Sadece bilinç seviyesinde olmadığı için biz onları görmediğimizi, duymadığımızı zannediyoruz.

                Bu anlamlandırma süreci geçmişte yaşadıklarımız ve hafızamızdaki birtakım değerlerle ilişkilendirilir ve böylece bilinç altına inilmiş olur.

               Özellikle sıklıkla subliminal mesaj olarak kullanılan bebek yüzü, kurukafalar, kadın vücudu ve cinsel objeler ne denli sık olursa birtakım tatminsiz olma, aile değerlerine karşı isyankârlık, cinsel iştah, feminizm vb.… tepkiler içten içe karakterimizin bir parçası olur.
               Günümüzde ne yazık ki çizgi filmlerde başlayan bu subliminal bombardıman, Hollywood filmlerinde, sık kullanılan içecek – yiyecek reklamlarında, radyolarda ve bunun gibi tüm günlük aktivitelerde bizleri ele geçirmeye çalışmaktadır. Bu algı tecavüzcüleri sadece kültür yozlaşması yapmakla kalmamakta ayrıca din propagandası, zararlı maddelere teşvik gibi tutundurma faaliyetleri de yapmaktadır.



Birey olarak alınacak önlem:


Belki konu ile ilgili yetkililerin çıkardığı yasalara güvenmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok fakat farkındalığı arttırmak ve elimizden geldiği ölçüde yeni jenerasyonu bu algı bombardımandan korumak, çocuklarımızın seyretmesi için Türk çizgi filmlerini tercih etmek, sağlamak ve zorda olsa sübliminal bir mesaj tespit edildiğinde RTÜK’e şikâyet etmemiz bir vatandaşlık görevidir.

Hükümet olarak alınacak önlem:


 Algının ve değerlerimizin korunması konusunda bir yasa çıkartmak ve bu yasanın ciddi yaptırımlarının olmasını sağlamak,

Gerekli denetimlerin profesyonel olarak bilinçli heyetler tarafından yapılmasını sağlamak gerekmektedir.


6112 sayılı RTÜK kanunu 9. Maddesi:

-          Ticari iletişim, yayın hizmetlerinin diğer unsurlardan görsel ve işitsel olarak kolayca ayırt edilebilir olmak zorundadır.

-          Ticari iletişimde bilinçaltı teknikleri kullanılamaz,

-          Gizli ticari iletişime izin verilemez