10 August 2011

Şehirlerin birer Marka Olarak Konumlandırılması

 Konumlandırma : İlk olarak 1969'da Al Ries ve Jack Trout tarafından Endüstriyel Pazarlama kitabında yer alan bir terimdir. Konumlandırma, hedef pazarın zihninde oluşan algıdır. Bu aynı kategoride yer alan diğer rakiplerin algılanmasıyla bağlantılı bir şekilde bir şirket, ürün veya hizmet hakkında pazarda bir araya toplanan algı olarak tanımlanmaktadır.   (http://tr.wikipedia.org/wiki/Konumland%C4%B1rma )

Amerika'da kaldığım süre içerisinde birçok farklı şehiri ziyaret etme fırsatım oldu. Gitmiş olduğum tüm şehirlerde  hafızamda kalan en önemli algı :   her şehrin sadece bir özelliği ile hatırlanır olması oldu.

Las Vegas -  Yetişkinler için bir eğlence merkezi
Orlando - Çocuklar için eğlence merkezi
New York - Finans Merkezi
Washington - Siyasi Kurumların Merkezi
Hollywood - Film prodüksüyon Merkezi
Teksas - Tıp ve Araştırma Merkezi
Baltimore - İş Merkezi

Ünlü pazarlama düşünürü Al Ries kızı Laura Ries ile birlikte kaleme aldığı ''The 22 Immutable of Branding'' adlı kitabında Marka yaratmanın 8. kuralı olarak Daralma Kuralı' na  değinmektedir. Bu kurala göre bir marka yoğunlaştığı alanı daraltır ve kendi nişini yakaladığı zaman marka değerini arttırabileceği belirtilmektedir.



Amerika'nın da populer her şehrinde uyguladığının da bu olduğunu düşünmekteyim. Örnek vermek gerekirse Las Vegas şehri Nevada çölünün ortasına kurulmuş 6,8 km lik  meşhur bir bulvara sahip ve bu bulvarda 20 - 30 civarı dev kumarhane otellerini barındıran bir şehirdir. Bu bulvardaki otellerin kumarhaneleri dışında turistleri çekebilecek fazla bir özelliği yok.

Las Vegas insanların zihninde öyle konumlanmışki ''  The Sin City , Disneyland for Adults, The Casino Empire '' . Şehir tam bir turizm merkezi yılda 30 Milyon kadar turisti misafir etmekte. ( www.sunsetcities.com/Las-Vegas.html) Aslına bakarsanız şehir demek çok yanlış olur ,
6,8 km lik bir caddeye 30 Milyon ziyaretçi..

Birde 3 tarafı denizlerle çevrili dört mevsimi birden yaşayan ve bünyesinde birçok güzelliği barındıran Türkiye'mizin ziyaretçi sayısında bakacak olursak 2010 yılı içerisinde sadece ve sadece 28,6 Milyon turist.

Malesef Amerika'da bir cadde ile yaklaşık aynı rakkamlar. Nedenini bir pazarlamacı gözü ile irdelememiz gerekirse ;

Las Vegas Denildiğinde insanlar hep aynı kelimeleri telafuz edebilirken;

İstanbul dendiğinde ise ,

Alışveriş,
Finans,
Kültür,
Spor,
Eğlence gibi birçok kelimeyi telafuz etmektedir.

Kısacası tüketicinin zihninde oluşan kelime karmaşasına maalesef algı kirliliğine yol açmaktadır.

Aslında yapılması gereken basittir.

İstanbul'u bir kültür Merkezi ( Son iletişim faaliyetlerinde kendisini kültür başkenti olarak konumlandırmış bir şehir ) ,

Kocaeli'yi Alışveriş Merkezi ( Vergisiz alışveriş imkanları sağlanmalı, Bölgeye international bir havaalanı ve otellerin yapılnması ayrıca yurtiçi ve yurtdışından birçok turistin bu bölgeye sadece alışveriş için gelmeye teşvik edildiğini düşünün. Benzer bir uygulama   Amerika'nın Baltimore Eyaletinde yapılmış ve ciddi turizm gelirlerine ulaşılmıştır.)

Konya'yı Din Merkezi ( Mevlana gibi  bütün dünyanın ilgisini çeken bir kültürü barındırmakta ) ,

Trabzon'u spor Merkezi ( 2011 Gençlik Olimpiyatları ve şehrin spora olan tutkusunu düşünerek )

gibi konumlandırmalar yapıp bir şehirde toplanılabilecek tüm özellikleri İstanbul'da toplamak yerine ülkemizin farklı noktalarına dağıtabilir ve şehirlerimizi  ziyaretçilerin  zihninde tek birer kelime ile konumlandırabilirsek  tüm iletişi çalışmalarımızı altyapılarımızı bu konuda yazılacak bir master plan çerçevesine koyabilirsek  bırakın 6,8 km lik çölün ortasına kurulmuş Las Vegas Strip'i dünyanın birçok ülkesini  turizm kulvarında  geride bırakabiliriz..


Hakan URCU


























No comments:

Post a Comment